MEŞRUTİYET DÖNEMİ
II. Meşrutiyet’in ilan edilmesiyle (1908) gelen özgürlük ortamı İstanbul’da tiyatro yaşamına da büyük bir canlılık kazandırmıştır. Anayasanın yurttaşlara tanıdığı yönetime katılma ve denetleme haklarını kullanmak isteyen birçok yazar ve sanatçı görüşlerini yansıtmak için tiyatroyu elverişli bir araç saymıştır. Oyunların konularını Osmanlı tarihindeki zaferler, kahramanlık destanları, çokevlilik, evlilik dışı ilişkiler, kadın hakları, köylerdeki sömürü ve bozuk düzen oluşturuyordu. Tanzimat döneminde daha çok Ermeni oyuncuların ayakta tuttuğu tiyatro sanatı Meşrutiyet döneminde Türk oyuncuların da katılmasıyla güçlenmiş ve yaygınlaşmıştır. Böylece, yeni yazarlara ve tiyatroculara hazırladığı yetişme olanaklarıyla, 1923’ten sonraki Cumhuriyet tiyatrosunun temelleri bu dönemde atılmış oldu. Halka tiyatronun ne olduğunu anlatmak ve iyi bir tiyatro izleyicisi yetiştirmek için de çaba gösterilmiştir. Tiyatroya çok yabancı olan halka, tiyatroya koyu renk, temiz bir giysiyle gelinmesi, oyun sırasında yüksek sesle konuşulmaması, fındık fıstık yenmemesi için programlar ve el ilanları aracılığıyla uyarılarda bulunulmuştur.
Tanzimat Tiyatrosu’ndan itibaren en önemli sorun, kadın oyuncu sorunu olmuştur. Meşrutiyet Dönemi bir çok sorunların olduğu gibi kadın sorunun da yüzeye çıktığı, tartışıldığı bir dönemdir. Kadınlara eşit hakların verilmesi, kadın-erkek ayrımcılığının kaldırılması tartışılan başlıca konulardı.
Temsillerde Ermeni kadınların bulunması güç değildi, ancak Ermeni oyuncular için öngörülen sakıncalar Ermeni kadın oyuncular için de geçerliydi. En önemlisi de Türkçe’nin telaffuzuyla ilgili sorunlardı. Türk kadınının sahneye çıkmasının en ateşli savunucusu Muhsin Ertuğrul olmuş, özlemini duyduğu yürekli Türk kadının sahneye çıkması da 1920 yılında gerçekleşmiş ve Afife Jale ismindeki bu Türk kızı, Hüseyin Suat’ın kaleme aldığı “Yamalar” isimli oyunda sahneye çıkmıştır.
İlk Türk erkek oyuncusunun adı bilinmemektedir, çünkü Halk Tiyatrosu ve Köylü Tiyatrosu geleneğinde bir çok erkek oyuncu seyirciyle buluşmuştu. Ancak ilk erkek oyuncunun Ahmet Fehim Efendi olduğu sanılmaktadır. Güllü Agop Tiyatrosunun ilanlarından yola çıkılarak Ahmet Necip’in ilk Müslüman erkek oyuncu olduğu dile getirilmektedir.