Modern Türk edebiyatının önde gelen şairlerinden olan Nazım Hikmet, 1902 yılında Selanik’te doğmuştur. 1913 yılında Galatasaray Sultanisinde ortaokula başladı. Bu okulu okuduktan sonra Bahriye Mektebi’ne girdi.

Kurtuluş Savaşı yıllarında Anadolu’ya geçti. Rahatsızlığı yüzünden işini bırakmak zorunda kaldı. Bolu’ya öğretmen olarak atandı. Ancak güvenlik sebebi yüzünden Moskova’ya gitmek zorunda kaldı. Moskova’da Doğu Emekçileri Komünist Üniversitesinde siyasal bilimleri okudu.

Hayatı boyunca sürgün ve hapis cezaları alan Nazım Hikmet öldürülmemek için Sovyetler Birliğine gitti. Dönemin DP hükümeti Nazım Hikmet’i vatandaşlıktan çıkardı. Bunun üzerine Polonya vatandaşlığına geçti ve ‘Borzecki’ soyadını aldı. 1963 yılında Moskova’da vefat etti.

İlk şiirlerini ortaokuldayken Cumhuriyet döneminden önce yayımlanmıştır. Başlarda ölçülü ve kafiyeli şiir tarzını benimseyen Nazım Hikmet daha sonra serbest şiirler yazmaya başlamıştır.

Şiire kendine özgü yenilikler getiren şair daha önce Türk şiirinde kullanılmayan konulara yer vermiştir. Fütürizm akımından etkilendiği için şiirlerine makineyi sokmuştur. Makineleri çok sever. Hatta bir söyleşisinde makine olmak istediğini ifade etmiştir.

Komünist şair olması nedeniyle şiirlerinden bazıları hitabete dayalıdır. Oldukça güçlü bir hitap şekli vardır. Bu özelliğini şiirlerine de yansıtmıştır.

Nazım Hikmet edebiyatımızda toplumcu gerçekçi olarak tanınır. Bu yüzden şiirlerinde toplumun sorunlarına ait kavramlar görülür. Şiirleri serbest nazımla yazılmıştır. Dili oldukça canlı ve akıcıdır.

Nazım Hikmet Ran her ne kadar şair kimliğiyle tanınsa da öykü, oyun, mektup türlerinde eserler de vermiştir.