AHŞAP KONAK
Yazar: Necip Fazıl Kısakürek
Olaylar yirminci asrın ikinci yarısında geçmektedir. Üç katlı bir konakta yarım asra sığan neslin portresi çizilmiştir. Üçüncü katta dinine bağlı Büyükanne Hacer ve Büyükbaba Recai yaşamaktadır. İkinci katta Yüksel’in annesi Belkıs vardır. Yüksel burayı kumar ve morfin katı olarak tanımlar. Birinci katta kardeşi Aysel ve aşığı Tekin vardır. Yüksel, üç neslin yüksekten hızlı inişini böyle tanıtır. Yüksel, annesine ve kız kardeşine göre maneviyatı daha yüksektir. İkinci ve birinci katta ahlaki yozlaşma vardır. Bu yozlaşma gerek yaşam tarzı gerek karakter olsun manevi değerleri zedeleyici biçimdedir. İkinci katta kumar partileri, alt katta gençlerin partileri, neslin batı özentisi haline geldiğini göstermektedir. Birinci kattaki partiye Büyükbaba Recai gelir. Genç kızların giyim kuşamının batı özentisi olması onu şaşırtır. Bunu dile getirdiğinde partiden genç bir şair ona karga gibi gözükmek istemediklerini söyler. Büyükbaba gençlerin halini görür ve onlara üzülür. Karga dedikleri bile yumurtasından kanarya çıksın onu anında öldürmektedir. Bu gençliği bile bile bu nesil, gagasıyla beslemiştir. Yaşlılara saygı denen bir söz olmasa bu gençlik onu oracıkta mimleyebilir veya ona hakaret edebilir. Büyükbaba Recai, ikinci kata inerken kızı Belkıs ile karşılaşır. Birinci kat ne kadar gürültülü ise ikinci katta o kadar sessizdir. Belkıs babasına konağı satarlarsa daha rahat edeceklerini söyler. Babası Recai bu işe yanaşmaz. Anca kendisi ölünce satabileceklerini söyler. Belkıs sinirden ağlar. Tekin onu sakinleştirir. Tekin, Belkıs’ın kızı Aysel’in sevgilisidir. Aynı zamanda Aysel’in annesi ile de ilişkisi vardır. Tekin, konağı satmanın yollarını arar. Belkıs’a annesine iğne yapmasını ister. Ama içi hava dolu boş bir iğne yapmasını istemektedir. Böylelikle kalp krizi geçirecek ve konak satılacaktır. Satıldıktan sonra parayı alıp Tekin ve Belkıs Avrupa’ya kaçacaklardır. Diğer yandan Aysel, Tekin ile sürekli tartışmaktadır. Tekin, Aysel’i evlilik konusunda oyalamaktadır. Aysel ise hamiledir ve çocuğu düşürmekle tehdit etmektedir. Belkıs Büyükbaba Recai ve Büyükanne Hacer’in katına gelir. Arkasından Tekin takip ederek onu izlemektedir. Belkıs Büyükanne Hacer’e iğne yapmak için hazırlık yaparken Belkıs’ın oğlu Yüksel büyükbaba Recai’ye sofu biriyle tanıştığını, bu adamın kızına aşık olduğunu anlatır. Bu adamı büyükbabasıyla da tanıştırmak istediğini söyler. Fakat tanıştıracağı kişi ahşap konağın halini görünce tanışmak istemeyip onları kendisine davet etmiştir. Sonraki gün Büyükbaba Recai, Büyükanne Hacer, Yüksel bu sofu ile tanışmaya gider. Konağa döndüklerinde ellerinde bir zarf vardır. Konaktakiler bu zarfı merak eder. Belkıs ve Tekin vasiyetname olmasından çok korkarlar. Büyükbaba Recai, konaktaki herkesi üçüncü kata çağırır. Herkes gelir. Belkıs da annesi Hacer’e iğne yapmak için hazırlanmaktadır. Büyükbaba Recai, Aysel’e masanın üzerindeki zarfı alıp okumasını ister. Konak, Belkıs’ın oğlu Yüksel’in üstüne yapılmıştır. Tekin heyecanlanır ve Belkıs’a yapma der. O sırada Büyükbaba Recai olayı kavrar. öz kızının annesini öldürmeye kalkıştığını görür. Belkıs iğne boş diyerek kendirini savunur. Nesil o kadar bozulmuştur ki para için annesini öldürmeyi bile göze alan zehirli bir nesil vardır. Sabahına Belkıs, Aysel ve Tekin üçlüsü plan yaparlar. Aysel’e gebelik raporu alırlar. Belkıs, Aysel’in yalancı gebe olduğunu sanmaktadır. Son koz olarak Büyükbaba Recai’ye torunu olacağını mirastan pay almak istediklerini söylerler. Bu tartışmanın sonunda Büyükbaba, Büyükanne ve Yüksel; Sofu’nun evinde yaşamaya karar verirler. Konak; Aysel, Belkıs, Tekin ve onların arkadaşlarına kalır. Belkıs, kızı Aysel’in hamile olduğuna inanmaz. Belkıs da damadından hamiledir. Anne ve kız kendi kuşaklarından o kadar uzaklaşmışlardır ki doğuracakları çocuklar bile yabancıdır. Üçlü kendinden geçerek sızmıştır. Büyükbaba Recai, konağı yakar ve Yüksel konağın dışında kalarak kurtulur.
Alt sayfalar: