TİYATRO TÜRLERİ

İnsanlar doğası gereği bir araya gelip birbirine hikayeler anlatmayı ve paylaşmayı seviyor. Tiyatro tarihinin de bu gereksinimle başladığını bilmeyenimiz yok. Tabii tüm bu süreçte tiyatro gelişip modern dünyayla birlikte bugünkü halini aldı. Peki geldiğimiz noktada farklı anlatım yollarıyla karşımıza çıkan tiyatro türleri neler?

“Tiyatro nedir?” diye kısaca soracak olursak en yalın cevabı, Shakespeare’nin tanımıyla verebiliriz: “Tiyatro; insanı, insana insanla insanca anlatma sanatıdır.” Buradan yola çıkarak ortaya çıkan bütün tiyatro etkinlikleri özünü tiyatronun tanımından alıyor.

Trajedi (Tragedya)

En eski tiyatro çeşidi olan trajedi; insanların korku, acıma ve heyecan duygularını hedef alan bir tiyatro türü. Bu duygular aracılığıyla insanları kötülüklerden arındırmayı hedefliyor. Tragedya nedir diye soracak olursak trajedinin Latince karşılığı olduğunu söylemekte fayda var. Kökeni Yunanca tragoidia’dan yani tragos (keçi) ve oidia (ezgi)’dan gelen tragedya, aslında “keçi ezgisi” anlamına geliyor. Tragedyanın doğuşu ise antik Yunan tanrısı olan Dionysos şerefine düzenlenen şenliklerde yapılan yarışmalarda sahnelenen oyunlar olarak gösteriliyor.

Tragedyanın özelliklerine gelince, konularını mitolojiden ya da tarihten alan bu tür, izleyicilere ders vermeyi amaçlıyor. Klasik anlayışta şiir olarak yazılan trajediler, daha sonra düz yazıya çevrilseler de yüksek ve asil bir üslupla yazıldıklarından anlaşılması diğer türlere göre daha zor kabul ediliyor. En geniş tanımıyla dekorun olmadığı, kahramanlarının tanrı ve soylu kişilerden oluştuğu, sahnenin bir köşesinde sebep ve sonuçların anlatıldığı bir koronun bulunduğu genellikle beş perdeden oluşan oyunlar diyebiliriz. Çirkin olayların seyircinin önünde gösterilmemesinin yanı sıra kaba sözlere yer verilmemesi ve olay, zaman ve mekanda birlik anlamına gelen üç birlik kuralının bulunması tragedyanın ana özellikleri arasında yer alıyor.

Tragedyalardaki bulunan bir diğer önemli özellik ise “katharsis”. Katharsis, tragedyalarda kahramanların yaşadıkları zorluklar neticesinde bir arınma sürecinden geçmesini ifade ediyor. Kahramanın hata yapması ya da acı çekmesi sonucu oluşan doğruyu ve özü bulma durumu, tragedyalarda mutlaka kullanılıyor. Son olarak tragedyaların Antik Yunan’daki en önemli temsilcilerinin Sophokles, Aiskhylos ve Euripides olduğunu belirtelim.

Komedi

Bir hikayeyi anlatmak için mizahı araç olarak seçen tiyatro türüne komedi adı veriliyor. Hem eğlendirmeyi hem de hicvetmeyi hedefleyen komedi türü, tragedyanın aksine üslupta kusursuzluk peşinde değil. Aksine metinlerde kaba saba sözlere, rahatsız edici olaylara yer verildiğini görmek mümkün. Kahramanlar ise tragedyada olduğu gibi doğa üstü güçleri olan tanrılardan değil; sıradan, eğitim görmemiş, görgü yoksunu gibi gündelik hayatta sıkça rastlanması mümkün kişilerden seçiliyor. Öte yandan tıpkı tragedyada olduğu gibi üç birlik kuralına da komedi türünde de uyuluyor. Yani zaman, mekan ve olay birliği komedinin de kuralları arasında. Konularını da günlük hayattan alan komedi, klasik olarak tragedyada olduğu gibi beş perdeden oluşuyor.

Komedinin töre komedisi, entrika komedisi ve karakter komedisi gibi içeriklerine göre kendi içerisinde alt başlıkları bulunuyor. Töre komedisinde, toplum ve geleneklerdeki tutarsızlıklar eleştirilirken entrika komedisinde merakın ön planda olduğu aldatmacalara yer veriliyor. Karakter komedisinde ise karakterlerin gülünç özellikleri abartılıp düştükleri absürd olaylar seyirciye aktarılıyor. Komedi türünün en önemli temsilcileri ise Aristophanes, Menandros, Plautus ve Moliere olarak sıralanabilir.

Dram

Modern tiyatronun trajedi ve komediyi birleştiren tiyatro türü dram, konusunu hem tarihten hem de günlük hayattan alabildiği gibi kahraman seçiminde de özgür bir profil çiziyor. Ancak bunun yanında, trajedinin katı kurallarını yıkmak için ortaya çıkan tiyatro türü olduğunu da söyleyebiliriz. Üç birlik kuralına uyma zorunluluğunun olmadığı dramda, her türlü olay da seyircinin önünde gerçekleştirilebiliyor. Üç perdeden beş perdeye kadar olabildiği gibi, düz yazı ya da şiirsel bir üsluba da sahip olabiliyor. Dram oyunlarının genellikle gerçeği yansıtmaya odaklandığını söylemek mümkün. Dram türünün en önemli temsilcilerine gelince William Shakespeare, Victor Hugo ve Goethe ilk akla gelen isimler.

Müzikli oyun

Sözlerin müzikle bestelenip sahnelendiği oyunlara müzikli oyun adı veriliyor. Tüm replikler bestelenebildiği gibi metnin sadece bir kısmı da bestelenip oynanabiliyor. Sahnelenme biçimine ve müziğin kullanımına göre opera, operet, bale, vodvil, revü, skeç gibi alt başlıklara ayrılıyor.

  • Opera: Trajedi ve dramın bütün sözlerinin bestelenip orkestrayla birlikte sahnelendiği müzikli tiyatro. Sözlerin neredeyse tümü solo, düet ya da koro halinde şarkılı olarak söyleniyor.
  • Operet: Bir kısmı müzikli bir kısmı müziksiz olan müzikli tiyatro türü. Operanın aksine sözlerin müziksiz kısımları daha fazla ve halkın geniş bir kesimine hitap eden, eğlenceli ve görece daha hafif konuları ele alıyor.
  • Vodvil: Bir komedi türü olarak kabul edilen vodvil, komedi müzikali olarak da adlandırılıyor. Eğlenceli ve hareketli bir oyun türü olan bu türde, oyunun içerisinde müzikli ve şarkılı bölümler mevcut.
  • Bale: Sözsüz bir müzikli oyun türü olan balede, konu dans ve müziklerle anlatılıyor. Daha çok dram türünün örneklerinin sahnelendiği bale, estetiğe önem veren harekete dayalı bir müzikli oyun aslında.
  • Revü: Operetin daha hafif hali olan revü, konu bütünlüğü olmayan tablolardan kurulu, ezgi, monolog, skeç ve dansın karşılıklı nükteli bir biçimde sahnelenmesine deniyor.
  • Skeç: Ortalama beş dakikaya sığdırılan, az kişili ve yalın bir anlatımla nükteye de yer verilen bir müzikli oyun türüne skeç adı veriliyor.

Çağdaş tiyatro türleri

Klasik tiyatronun türleri her ne kadar trajedi, komedi, dram ve müzikli oyun olarak sınıflandırılsa da çağdaş tiyatro bizi yeni türlerle tanıştırmayı başardı. Epik tiyatro, absürt tiyatro, ekspresyonist (dışavurumcu) tiyatro, sürrealist (gerçeküstücü) tiyatro, egzistansiyalist (varoluşçu) tiyatro, bulvar tiyatrosu, grotesk tiyatro çağdaş tiyatrodaki tiyatro türleri olarak karşımıza çıkıyor. Bu alandaki tiyatro türleri arasında en çok dikkat çeken epik tiyatro ve absürt tiyatro günümüzde en çok tercih edilen türler arasında.

Epik tiyatroda, duygular yerine düşünceler ön planda yer alıyor. Amaç toplumsal eleştiri yapıp seyircileri konunun üzerine düşündürmek. Erwin Piscator ve Bertolt Brecht epik tiyatronun kurucusu kabul ediliyor. Çağdaş tiyatro türlerinin bir diğer önemli türü de absürt tiyatro. İnsan yaşamının akla aykırılığını ilke edinen absürt tiyatro, alışılmış olanının dışına çıkan ve geleneksel tiyatronun kurallarını hiçe sayan bir tiyatro türü olarak karşımıza çıkıyor. Bu türde önemli olan bir olayın ya da bir duygunun oluşumunu göstermek. En önemli temsilcisi Samuel Beckett kabul ediliyor. Samuel Beckett’in “Godot’yu Beklerken” ve Eugene Ionesco’nun “Kel Şarkıcı” oyunları absürt tiyatronun ilk örnekleri olarak gösterilebilir.