MARTI

Yazar: Anton Çehov

Birinci Perde

Bir vakitlerin ünlü oyuncusu Arkadina ve yeni sevgilisi Boris Alekseyeviç Trigorin, kardeşi Pyotr Nikolayaviç Sorin’in çiftlik ve malikanesine kısa bir tatil için gelmişlerdir. Bu malikanede Arkadina’nın oyun yazarı olma hevesi ile yanıp tutuşan oğlu Konstantin Treplev’in yazdığı ve yönettiği oyunu seyretmek için toplanmıştır. Derme çatma bir sahnede oynanan bu oyun denemesinin adı “Oyun içinde oyundur“ ve komşu malikânenin kızı Nina bu oyundaki Dünya’nın Ruhu adlı rolü oynamaktadır. Oyunu seyredenler arasında Dorn dışında hiç kimse bu oyunu beğenmemiş, Arkadina da oyunu beğenmediği gibi oğlu Treplev ile de dalga geçmiştir.

Bunun üzerine Treplev’in hem gururu kırılmış, hem oyun yazma hevesi darbe yemiş, hem de annesine karşı büyük bir kin duymaya başlamıştır. Oyunu seyretmeye gelenler hepsi de karşılıksız bir aşk içindedir. Öğretmen Medvedenko, Maşa’yı, Maşa Treplev’i, Treplev ise Nina’yı sevmektedir. Fakat üçünün de aşkları karşılıksızdır.

İkinci Perde

Treplev’in kendisini beğenmiş annesi Arkadina, Maşa, Nina, Dorn ve Sorin ile eski güzel günlerden söz ederlerken, çiftliğin kahyası Şamrayev ile kavga eder. Bunun üzerine Arkadina derhal çiftliği terk etmeye karar verir.
Bu sırada Treplev vurduğu bir martıyı Nina’ya getirip vererek ona kur yapmak ister. Ama Nina bundan tedirgin olmuş, hatta bu sırada Treplev vurduğu martıyı ona getirir. Nina bu durumdan tedirgin olur, o sırada Treplev, annesinin sevgilisi ünlü yazar Trigorin’in geldiğini görünce kıskançlık duygusuna kapılır ve orayı terk eder.

Trigorin, popüler ama kültür düzeyi düşük bir yazardır. Nina onunla konuşmaya başlar ve ünlü birisi olmanın nasıl bir duygu olduğunu sorar. Nina, halk yardakçısı konularda yazan Trigorin’i gözünde büyütmektedir. Trigorin ünlü olmanın ve ünlü biri olarak yaşamanın kolay olmadığını anlatır. Nina aktrislerin hayatlarının zor olduğunu bildiği halde aktris olmayı çok istediğini anlatır. Bu sırada Trigorin, az önce Treplev’in vurduğu martıyı görmüş ve bu martı ile ilgili bir öykü yazacağını söylemiştir. Yazacağı bu öykü bu martı gibi özgür olan genç bir kızın bir adamla tanışıp hayatını bu martı gibi mahvedeceğini anlatan bir öykü olacaktır.

Bu sırada Arkadina, Trigorin’i arayarak, uzun bir süre dönmeyeceğini söylemiş, Nina da bu durumdan memnun kalmıştır. Çünkü Nina, Trigorin’in alçak gönüllü oluşundan, fikirlerinden ve şöhretinden etkilenmiştir. Nina da Trigorin’e aşık olmaya başlar.

Üçüncü Perde

Arkadina ile sevgilisi Trigorin malikâneden ayrılıp gitmeye karar vermişler, Treplev ise intihara kalkışmış ama ölmemiştir. Malikânedekiler kahvaltı yaparlarken Nina ilgi duymaya başladığı Trigorin’e bir madalyon hediye eder. Bunu hediye ederken bir kitaptan okuduğu “Bir gün hayatıma ihtiyacın olursa onu gel ve al” cümlesini de kullanır. Gitmeden önce son bir kez daha Trigorin’i görmek istediğini söyler. Trigorin eşyalarını toplamak için gidince Arkadina bu defa da Sorin ile tartışır. Sorin Arkadina’ya oğlu Trapleve karşı anlayışlı olmasını hatta ona biraz dah fazla maddi destek vermesini rica eder. Ama Arkadina bunu reddeder ve kardeşinin sitemlerine ve kaprislerine dayanamayan Sorin bayılır.

Medvedenko Sorin’e yardım ederken bu defa da Treplev annesi ile Trigorin yüzünden tartışır. Arkadina, âşık olduğum adam olan Trigorin hakkında bu şekilde konuşamazsın diye oğluna sinirlenmiştir.

Treplev ağlayarak odayı terk eder. Trigorin, Nina’ya aşık olduğunu ve bir süre daha malikânede kalmak istediğini söyler ama Arkadina onun hoşuna gidecek güzel sözlerle Trigorin’i ikna eder. Trigorin de bunun üzerine gitmeye karar verir. Nina kez vedalaşmak için Trigorin’in yanına gelir ve ailesine rağmen oyuncu olmak istediğini söyleyip onunla öpüşür. Nina ile Trigorin Moskova’da buluşmak üzere anlaşırlar.

Dördüncü Perde

Aradan 2 yıl geçmiş, Maşa ile Medvedenko’nun evlenme teklifini kabul etmiş ve 2 çocukları olmuş, ancak hala Treplev’i sevmektedir. Nina ile Trigorin’in bir süre Moskova’da birlikte yaşamış ancak Trigorin onu terk edip tekrar Arkadina ile birlikte olmaya karar vermiştir. Nina ise başarılı bir aktirist olamamış küçük turnelerde oyunculuk yapmaktadır. Treplev ise küçük öyküler yazan başarılı olmayan git gide depresyona kapılan bir durum içine düşmüştür.

Sorin iyice hastalanmış ve kardeşi Arkadina’ya telgraf çekmiş, Arkadiya ile Trigorin çitliğe gelmişlerdir. Treplev odasında iken Nina onun yanına gelerek son iki yılda başından geçenleri Treplev’e anlatır. Treplev ona halen aşıktır ve burada kalması ister ancak Nina bağlı olduğu tiyatro topluluğu ile sözleşmesi olduğunu ve turneye çıkması gerektiğin anlatır. Üstelik de Nina hala Trigorin’e âşıktır ve bunu Treplev’e de itiraf eder. Nina, yeniden Treplev’i yalnızlığı ile baş başa bırakıp gitmiş ve Treplev daha da derin bir üzüntüye kapılıp yazdığı bütün yazıları yırtıp atmıştır. Malikâne sakinleri akendi aralarında oyun oynarken bir silah sesi duyulur. Treplev kendini vurmuştur!

Alt sayfalar: