TENNESSEE WİLLİAMS
(d. 1911 – ö. 1983)
Alt sayfalar:
Tennessee Williams, Amerikalı bir oyun yazarıydı. Hassas güneyli kadınları ve onların sosyal başarı hayallerini konu alıyordu. Pek çok eseri Amerikan tiyatrosunun temel metinleri arasına girdi. The Glass Menagerie (Sırça Hayvan Koleksiyonu / 1944), A Streetcar Named Desire (Arzu Tramvayı / 1947) ve Cat on a Hot Tin Roof (Kızgın Damdaki Kedi / 1955) gibi eserleri büyük ün kazandı. Williams’ın iki Pulitzer ödülü aldığı oyunlarından bazıları filme çekildi. Böylece dokunaklı ve lirik eserleri çok daha geniş bir izleyici kitlesine ulaşmış oldu.
3. Thomas Lanier Williams, Mississippi’de doğdu. Sorunlarla dolu bir çocukluk geçirdi. Ebeveynleri ve özellikle de nevrotik annesi daha sonra pek çok oyununa ilham kaynağı olacaktı. 1929 yılında Missouri Üniversitesi’ne yazıldı. Burada aksanı nedeniyle ona “Tennessee” demeye başladılar. Kendisini farklı kıldığı için bu lakabı yirmi sekiz yaşında resmi adı olarak aldı. Aynı yıl New Orleans’a taşındı ve eşcinsel oldu. Profesyonel olarak yazarlık yapmaya başladı. İlk oyunu Battle of Angels (Melekler Savaşı) 1940’ta basıldı. II. Dünya Savaşı sırasında batıya giderek Hollywood’daki MGM Stüdyoları’nda çalışmaya başladı. Burada yazım yeteneklerini geliştirmeye ve The Glass Menagerie’i yazmaya başladı.
The Glass Menagerie 1945’te Broadway’de sahnelendiğinde Williams büyük bir oyun yazarı olarak görülmeye başlandı. Oyunun ana karakteri annesinden esinlenerek yarattığı Amanda Wingfield adında yaşlı bir kadındı. St. Louis’deki boğucu bir apartman dairesinde oğlu ve kızı ile birlikte yaşıyordu. Her taraftaki camdan biblo ve heykelcikler daireyi adeta “kırılgan” bir hapishane haline çevirmişti. Adabı muaşeret kurallarına takıntılı Amanda, ailesinin gitgide düşmekte olan sosyal statüsüne rağmen utangaç kızına centilmen bir damat adayı aramaktaydı. A Streetcar Named Desire ise daha büyük bir başarı kazandı. 1951 yılında Marlon Brando’nun (1924–2004) başrolünde oynadığı bir film versiyonu çekildi. Williams’ın en önemli karakterlerinden biri olan ve gitgide fakirleşen güneyli güzel Blanche DuBois’nın, Stanley ile yaşadığı sorunlar oyunun temel temasını teşkil etmekteydi. Williams, 1950’lerde alkol ve uyuşturucu nedeniyle kariyerinde sorunlar yaşamaya başladı. 1983 yılında New York City’deki bir otelde boğularak öldü.