SONELER
Yazar: William Shakespeare
William Shakespeare’nin Soneler’i İngiliz Edebiyatı tarihinde en önemli yere sahip olan şiirlerdir. Shakespeare İngiliz Edebiyatının en iyi oyun yazarı olmasının yanı sıra en iyi şairlerinden biridir de. Shakespeare’nin şiirlerinde aşk vardır, sevgi vardır, umut ve mutluluk vardır. Öyle derin anlamları vardır ki cümlelerinin nasıl dersiniz, nasıl sevilir böyle? Hissedilenler nasıl böylesine aktarılabilir? Hissetmeye gelince herkes hisseder. Sever, en derinlerde yaşar hislerini. Ancak çoğu bulamaz bir yolunu hislerini anlatmanın. Tarifsizdir çünkü hissedilenler. Kelimelerin ötesinde… Hissedilenleri anlatabilmek işte yalnızca böyle ustaların işidir. Shakespeare bu işin en iyi ustalarından biridir. Aşkı ölümsüzdür Shakespeare’nin. Ama öyle lafta değil. Aşkını ölümsüz yapmanın bir yolunu bulmuştur. Sevdiğini şiirlerinde yaşatmış, şiirlerinde hayat vermiştir.
En bilinen sonelerinden biri olan 66. sonede Shakespeare hayattan sıkıldığını, bu dünyadan vazgeçtiğini ifade eder. Ancak onu hayata bağlayan bir şey vardır;
“Vazgeçtim bu dünyadan tek ölüm paklar beni,
Değmez bu yangın yeri, avuç açmaya değmez.
(…)
Vazgeçtim bu dünyadan, dünyamdan geçtim ama,
Seni yalnız komak var, o koyuyor adama.”
Shakespeare’nin en dikkat çeken sonelerinden biri de 130. sonesidir. Shakespeare bu sone ile birlikte Elizabeth dönemi sonelerinin dışına çıkmış ve alışılmış olan sarışın kadın güzelliği kalıplarını yıkarak esmer kadınların güzelliğini ön plana çıkarmıştır. Ancak bunu kadının kusurlarını överek yapmıştır. Gerçek aşkın kusursuz olmadığını, insanın sevdiğini kusurlarıyla birlikte sevdiğini vurgulamıştır. Hatta bunu 150. sonesinde “Hangi kudretten aldın bu yaman gücü, söyle / Gönlümü nasıl köle ettin bunca kusura?” diyerek dile getirmiştir.
Öyle güzel ve saf sevmiştir ki Shakespeare, bunu çoğu dizesinde hissettirir okuyucusuna. Kimselere benzetemez, kimselerle kıyaslayamaz sevdiğini. Öyle sevmiştir ki bitmesini istemez hiç. Hep aşık kalmak, hep sevmek ister. Sevdiği de hep yanında olsun, hep yaşasın. Shakespeare yüreğini olduğu gibi koymuştur şiirlerine. Saklamamıştır saf sevgisini. Ancak onun aşkının en güzel yanı şudur ki bu kadar büyük bir aşk yaşamasına rağmen sevdiğini özgürlüğünden asla alıkoyamaz. Bensiz olmak istiyorsan bensiz ol der.