FEHİM PAŞA KONAĞI
Yazar: Turgut Özakman
Fehim Paşa’nın adamı olan eski kabadayı Rasim Baba, yaşlanmıştır. Bundan dolayı kabadayı âleminden elini eteğini çeker. Artık tek ideali oğlu Yusuf’u hayalindeki gibi bir kabadayı olarak yetiştirmektir. Böylece Yedibela Rasim’in adı onda yaşayacaktır. Ne var ki Yusuf, babasının isteğinin aksine aşk masalları okuyan, ortaoyununa çıkan, karagöz oynatan, tef çalan, gazel söyleyen, zil çalıp oynamaktan hoşlanan duygulu bir genç olup çıkmıştır. Fehim Paşa’nın yanına verilen Yusuf, kabadayılığı ile değil, sanata eğilimiyle dikkati çeker ve Fehim Paşa’nın haremindekileri eğlendirmekle görevlendirilir. İşler, taklitleriyle Fehim Paşa’nın eşinin ve kızının hayranlığını kazanan Yusuf’un, Paşa’nın kızına âşık olmasıyla karışır. Karasevdaya tutulan Yusuf bu kez aşk kabadayısı olmuş, konağın önünde naralar atmaya, güç gösterileri yapmaya başlamıştır. Oğlunun derdine çare bulma çabasındaki Rasim Baba, eski itibarının geçerli olduğu yanılgısı içinde Fehim Paşa’nın kızını oğluna istemeye gider. Tahmin edilebileceği gibi, hakarete uğrar, kovulur. Ancak çarşı esnafı bu durumu protesto eder ve konağın hiçbir işini görmez. Bu durum konakta krize yol açar. Yusuf’a ise Abdülhamit iktidarına başkaldıran Hürriyetçilerin adamı Deli Suat Paşa sahip çıkar ve onu kendi dövüşçüsü olarak kullanmayı düşünür. Bu arada Meşrutiyet ilan edilir, iktidar yanlısı Fehim Paşa itibarını yitirir. Fehim Paşa’nın konağının önünde nara atmış olan Yusuf şimdi bir hürriyet kahramanı olarak saygı görmektedir. Hürriyetçi gençler tarafından baskına uğrayan Fehim Paşa ailesini kurtarma görevi Yusuf’a düşecek fakat o, selameti kızını Yusuf’a vermekte gören Fehim Paşa’nın bu isteğini yanıtsız bırakacaktır. Oyun, Deli Suat Paşa’yı da düş kırıklığına uğratan kahramanımızın, yiğitliği kan dökmekte gören bu kavgacı ortamdan uzaklaşarak kendi barışçıl sanat ortamına dönmesiyle sonlanır.
Alt sayfalar: